Etiket: hacim

  • Ansiklopediler

    Yazan : Özcan ATAR


    Bilgi Toplumu ve Ansiklopedik Külliyatlar: Medeniyetlerin Zihinsel Çizgisi

    Tarih: 11 Aralık 2025

    Günümüzde tanıklık ettiğimiz olağanüstü dijital dönüşümün ve teknolojik ilerlemenin temelinde, Batı medeniyetinin tarihsel süreçte inşa ettiği güçlü bilgi toplumu yapısı yatmaktadır. Ham bilginin sistematik olarak işlenmesi, analiz edilmesi ve yayılması süreçlerindeki Batılı bilim insanının rasyonel yetkinliği, büyük ölçüde bu toplumların bireycilik eksenli kültürel yapısıyla ilişkilidir. Bireyin özerkliği ve kendini geliştirme çabası, kolektif yapılara kıyasla yüksek bir “konfor alanı” yaratma ve inovasyon dürtüsünü tetiklemiştir.

    Eleştirel yaklaşımlar bireyci toplumları duyarsızlıkla suçlasa da, tarihsel süreçler aklın önderliğinde yüksek bir yaşam standardının çekiciliğinin, her iki toplum tipinde de temel bir motivasyon olduğunu göstermiştir.

    Medeniyetlerin Dengesi ve Bilginin Evrimi

    Hiç şüphesiz, modern Batı Medeniyetinin temelinde, Antik Yunan’dan İslâm’ın Altın Çağı’na uzanan Doğu Medeniyetinin muhteşem dehalarının çalışmaları bulunmaktadır. Medeniyetler, yüzyıllar içinde bilgi transferleri ve etkileşimlerle birbirlerini dengelemişlerdir. Ancak, 10. yüzyıldan sonra Doğu’nun bilimsel gerileme eğilimine girmesiyle, 1800’lü yıllardan itibaren Batı, özellikle matbaanın yaygınlaşması ve aydınlanma düşüncesinin etkisiyle bambaşka bir boyuta evrilmiştir.

    Bu hızlı ilerleme, Batı toplumunda insan ve evrene dair zihinsel çalışmaları derinleştirmiş; Doğu toplumları ise çoğunlukla takip ve taklit pozisyonunda kalmaktan öteye gidememiştir.

    Ansiklopedik Çalışmalar: Bilginin Derlenmesi ve Yayılma Hızı

    Batı’nın bilgiyi elde etme, işleme ve yayma süreçlerindeki başarısı, en çarpıcı şekilde ansiklopedi çalışmalarında gözlemlenir. Bilginin kapsamlı bir şekilde derlenip gelecek nesillere aktarılması, Batı’nın zihinsel faaliyetlerinin merkezinde yer almıştır. M.Ö.’ye dayanan ilk örnekler olsa da, 18. yüzyıl Aydınlanma Dönemi’nden itibaren bu çalışmalar kitlesel bir külliyat halini almıştır.

    Bu külliyatların bazı önde gelen örnekleri, sadece bilgi aktarımını değil, aynı zamanda o dönemin sanatlarını, zanaatlarını ve üretim süreçlerini detaylı görsellerle (gravürlerle) sunarak bilginin somutlaşmasına öncülük etmiştir:

    Eser AdıYayın DönemiKapsamÖnemli Notlar ve Hacim
    Encyclopédie (Fransız)1751-1772Bilim, Sanat ve Zanaat35 cilt, 70.000’den fazla madde. Aydınlanma’nın sembolü ve bilginin görsel aktarımını (gravürler) vurgular.
    Encyclopædia Britannica1768 – 2012Genel Bilgi Külliyatı244 yıl basılı kalan, bilginin standardını belirleyen eser. İlk baskısı 2659 sayfadır.
    Der Grosse Brockhaus (Alman)1817-2008Genel Bilgi30 cilt, 300.000’den fazla madde. Modern bilim ve teknolojiyi en üst düzeyde yansıtan Alman ekolü.
    The Museum of Natural History1859Hayvanlar Alemi (Doğa Tarihi)8 cilt, 1500 sayfa. Viktorya döneminde İngiltere’de yayımlanmıştır.
    La Grande Encyclopédie (Fransız)1886-1902Bilim, Edebiyat ve Sanat31 cilt, yaklaşık 200.000 makale ve 15.000 gravür içerir.
    Ward Lock’s Illustrated Guide Books (“Red Guides”)1880-1970Seyahat Rehberleri (Coğrafya, Tarih)Binlerce cilt, yüz binlerce sayfalık muazzam eser. Birleşik Krallık’ta en popüler rehber serisi olmuştur.
    Büyük Sovyet Ansiklopedisi1926-1990Sovyet İdeolojisi, Bilim, TeknolojiDevlet destekli 150 cilt. 200 bin madde ele alınmış olması muhtemeldir.
    Childcraft: The How and Why Library1934-1999Çocuk Gelişimi ve Eğitimi16 cilt, ortalama 4000 sayfa. Çocukların merakını gidermeye odaklanmıştır.
    Collier’s Encyclopedia1950-1962Genel Bilgi Külliyatı24 cilt, 400.000’den fazla giriş, zengin illüstrasyon ve haritalar içerir.
    Histoire Générale de la Peinture1965Dünya Sanat Tarihi27 Cilt kitaptan oluşan Fransızca yazılmış dev bir sanat eseri
    Complete Prose Works of John Milton1953-1982John Milton’ın Tüm Nesir Eserleri8 cilt, 11 kitap, 5000 sayfalık külliyat.
    Encyclopaedia Britannica Macropaedia1979Genel Bilgi (Derinlemesine Makaleler)30 cilt, 30.000 sayfaya yakın. Konuları ders kitabı düzeyinde ele alan bir yenilik olmuştur.
    Encyclopaedia Judaica1971-1972Yahudi Medeniyetinin Tüm Yönleri16 cilt, 12-13 bin sayfa. Tarih, Teoloji, Sanat, İsrail Devleti gibi konuları kapsar.
    The Zohar (Modern Edisyon)2003-2008Tevrat’ın Mistik Yorumları (Kabala)23 cilt, 10.000 sayfa. Modern akademik çalışmalara konu olmuş mistik bir külliyattır.

    Bu devasa bilgi yığınları, Batı’da sırasıyla Sanayi, Bilgi, Bilişim ve Dijital Toplum gibi ardışık evrimleri tetiklemiştir. Makine, Bilgisayar, İnternet ve Yapay Zekâ gibi temel yapı taşları, bu zihinsel altyapı üzerine inşa edilmiştir.

    Doğu ve Asya Toplumlarında Durum

    Bilginin bu denli hızlı ve sistematik ilerleyişi karşısında, kadim Doğu ve Asya toplumları, önemli bir tarihsel kırılma yaşamıştır. Bilgi bu coğrafyalardan sadır olsa da, yön verici ve dönüştürücü bir etkiye ulaşamamıştır. Özellikle 10. yüzyıldan sonra gözlemlenen isteksizlik, kadercilik, irrasyonel bilimlere fazla eğilim ve nesnenin felsefi derinliğine vukufiyetin azalması gibi nedenler, Doğu’yu mistik âlemlerin fantastik rüyalarına sürüklemiştir.

    Türkiye’deki ansiklopedik çalışmalar ise, çoğunlukla dini konulara odaklanma veya belirli temalarda uzmanlaşma eğilimi göstermiştir.

    Eser AdıYayın Kurumu/YazarYayın DönemiKapsamÖnemli Notlar ve Hacim
    Kâmûsu’l-A’lâmŞemseddin Sâmî1889-1898Biyografi (A’lâm) ve Coğrafya6 cilt. Modern Türk ansiklopedisinin öncüsü, ancak sadece kişi ve yer adlarına odaklanmıştır.
    Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA)Türkiye Diyanet Vakfı1988-2016İslâm Dini, Tarihi, Kültürü ve Medeniyeti44 cilt (+ 2 ek cilt). Türkiye’nin en büyük ve en kapsamlı akademik dinî yayınıdır.
    Geschichte des Arabischen Schrifttums (GAS)Prof. Dr. Fuat SezginYüzyıl Boyuncaİslam Medeniyetinde Bilim Dalları ve Tarihi17 cilt. 7. yüzyıldan 1400’lere kadar İslam bilim literatürünü inceler.
    Hak Dini Kur’an Dili (Büyük Kur’an Tefsiri)Elmalılı Muhammed Hamdi YazırKur’an-ı Kerim’in Kapsamlı Tefsiri9 cilt (Orijinal baskı). Otoriter Türkçe tefsirlerden biridir.
    Türk Ansiklopedisi (Resmi Yayın)Milli Eğitim Bakanlığı1943-2002Genel/Ulusal Konular43 cilt. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduktan sonra başlattığı en uzun soluklu ulusal ansiklopedi projesidir.
    Türkler Ansiklopedisi (Özel Yayın)Yeni Türkiye Yayınları2002Türk Tarihi, Kültürü ve Medeniyeti21 cilt. Tematik bir yaklaşımla düzenlenmiştir.
    Hukuk-ı İslâmiye ve Istılahat-ı Fıkhiyye KamusuÖmer Nasuhi Bilmenİslâm Hukuku (Fıkıh) ve Terimleri8 cilt, ortalama 5.000-6.000 sayfa. Fıkıh alanında yazılmış en kapsamlı Türkçe kaynaklardan biridir.
    Eczacıbaşı Sanat AnsiklopedisiEczacıbaşı Yayınevi1993Sanat Alanı3 cilt. Türkiye’deki tematik ansiklopedi örneklerinden biridir.

    Bu tabloda da görüldüğü gibi, hacimli ve genel konuları kapsayan külliyatlarda Batı’nın nicel ve nitel üstünlüğü açıkça ortadadır.

    Sürükleyenler ve Sürüklenenler Dengesi

    Bilgi, ırklar ve coğrafyalar arasında dolaşarak dünya halklarının zihin dünyasını ve davranış düzenini kökten değiştirmiştir. Bu bağlamda, yakın gelecekte sürükleyen-sürüklenenler düzeninin nasıl değişeceği temel bir sorudur.

    Ancak, son dönemde Türkiye’nin kısa sürede insansız hava araçları (İHA/SİHA) ve elektrikli araçlar gibi yüksek teknoloji alanlarında hızla aksiyon alması, bilginin hızlı değerlendirilmesinde atılan somut adımları göstermektedir. Bu hamleler, ülkenin en azından bazı stratejik noktalarda “sürüklenen” pozisyonundan sıyrılma çabasının kanıtıdır. Silah ve teknoloji mühimmatları alanında Türkiye, Pakistan ve Hindistan gibi ülkelerin (Batı destekli Çin, Japonya ve Tayvan hariç) bu sıyrılmayı kalıcı hale getirip getiremeyeceği, gelecek yüzyılın en kritik sorularından biri olacaktır.

    Sonuç olarak, ansiklopedik külliyatlar, medeniyetlerin zihinsel birikimini, rasyonaliteye verdikleri değeri ve bu sayede ulaştıkları teknolojik gücü somutlaştıran birer turnusol kâğıdıdır. Gelecekteki liderlik, bilgi üretimini, işlemesini ve yaymasını en kapsamlı şekilde sürdürebilen zihinlerin olacaktır.


  • Devlet ve Amaç

    Devlet ve Amaç

    Yazan: Özcan Atar

    Devlet adı verilen büyük mekanizmanın baştan aşağıya sorgulanması dizayn edilmesi görev alanlarının tam anlamıyla tespit edilip dişililerin düzenli ve akışkan bir şekilde işletilmesinin sağlanması gerekiyor. Tabi bu temsil yeteneği çok güçlü bir iradenin uzun soluklu çalışmasıyla ancak üstesinden gelinebilecek bir durum.

    20. yüzyılın başlarında belirlenmiş pek köhneleşmiş kurallar bütününün tekrar ve acilen incelenip belirlenmiş olan çağ problemlerinin bir an önce çözülmesi gerekiyor. Beyinlerde oluşturulmuş ama kağıt üzerine düşmemiş teoriler ya da kitaplarda kalmış ama pratiğe geçmemiş bilgiler anlamlandırılmalı yararlı hale dönüştürülmelidir.

    Devleti teraziyi tutan bir el olarak düşünmek zorundaysak ki öyledir. Bu terazinin bir kefesinin devamlı yukarıda kalması da benzersiz bir adaletsizliği gösterir. Toplumlar bu dengeyi kendileri sağlamak zorunda kaldıklarında ortaya çıkacak yangının kaç yıl devam edeceğini tahmin etmek de zor. Suriye’de ve diğer ülkelerde çıkan isyanlar hepimizin gözü önünde. Tabi bunlar bizim için bir tiyatro değil.

    Onca büyük hacimli kitaplar engin düşünceler teoriler tezler vs. hep insanların gündelik küçük sorunlarının çözülmesi amacıyla üretilir. İnsanlar mutluluğun peşindedirler bu dünyada. Nafile bir bekleyiştir bu aslında ama gerçek gibi yaşanılan bu algılar dünyasında sanal yaşamlarımızın bize sunacağı sevinçler mutluluklar hayal kadar gerçektir de aynı zamanda . Gündelik çaresizliklerimize çareler sunup insana mutluluk vermesi için büyük karmaşık devlet sistemleri oluşturma çabası bir o kadar paradoksal durumdur hakikatte. Devletler, kanunlar, çabalar , arayışlar, buluşlar, fikirler fiziken küçük manen büyük insanın gözlerinden hüzünle bir damla yaş çıkmasın tık tık atan kalbi ızdıraplar içinde çırpınmasın diye değil midir?

    Toplumların oluşturduğu ruhsuz mekanikleşmiş devlet sistemleri ne kadar acımasız ve hoyratça ise gönüller o kadar yıpranmakta mutsuz insan cennetleri o kadar çoğalmaktadır. Daha bebeklikten başlayan esir olma ölünceye kadar devam etmekte insanın özgürlük arayışı da hiç bitmemektedir. Çalışıyorsunuz çabalıyorsunuz her yönünüzden ablukaya alındığınızdan “mutluluk” için “diğer alem”i beklemek mecburiyetinde kalıyorsunuz.

    Bireylerden yola koyularak oluşturulan Platon’cu devlet sisteminde en ilkel anlamıyla işçilerin (özel sektör çalışanlarının hepsi ki kamuda olanlar korunma kapsamındadırlar haliyle ), bilge ( yöneticiler-devlet içindeki alt-üst memur bürokrat,hakim savcı vs.) ve askerler (paşalar her rütbedekiler vs.) için çalışıp kanaatkar olmaları gibi bir anlayış bugün pratikte uygulanma şansını yakalamış ve kapitalizm ile belki Platon’un safça iyi niyetle söylediği bu sistem daha ileri giderek toplumun tepesinde “öğütme” görevini yapmaya devam etmektedir.

    Şu da söylenebilir ki doğrudur sistem/devlet, düzen, kısıtlama aynı zamanda özgürlüğün en geniş manada kullanılması için gereklidir. Evet özgürlük mutluluktur ve özgürlük için de sınırlar gereklidir ancak bu sınırlar ne kadar olmalıdır nasıl olmalıdır kime göre neye göre olmalıdır. Milyarlarca beyinden milyarlarca sınırlama kısıtlama fikirleri çıkarsa o zaman da “özgürlük” sorunu nasıl çözülecek. Var bunun cevabı ancak bu başlıbaşına bir konu.

    Bizim devlet sistemi kendi reflekslerinin içinde çözümler bulmuş ve kendi dairesi içinde kendi bireylerini kalkanla koruma görevini hakkıyla yapmaya çalışırken ötekileştirdiği kitleler ile arasını iyice açmaya başlamıştır. Ta Osmanlıdan hatta daha öncesinden gelen bir gelenek olarak gelen “devletin yüceliği” meselesi hala devam etmektedir. Pekala bu devam etsin ancak artık bu mekanizmanın da artık yağlanmaya yenilenmeye bir ihitiyacı yok mu? Elbette var.