Yazan: Özcan ATAR
Paul Lafarque “Tembellik Hakkı” adlı eserinde “hala anlamıyorlar makinenin insanlığın kurtarıcısı olduğunu; insanı aşağılık ve ücretli işlerden kurtaracak olan azat eden boş zaman ve özgürlük veren tanrı olduğunu”
Makineleşme ve teknoloji ilerliyorken insanların daha özgür olmaları gerekiyordu ve bu oluyor çünkü makineleşme işsizliği doğuruyor. Peki Paul’un dediği gibi işsizlik bizim anladığımızın tersine güzel bir durum mudur. Bugüne kadar pek çoğumuz işsizliğin insanı bunalıma sürüklediğini, gençleri mutsuz yaptığını, işsizliğin insan fıtratına aykırı olduğunu söyledik ve yazdık. Psikologlar işsiz insanın halini her yönüyle incelediler. İşsizliğin ülkelerin gelişmişlik düzeylerini de belirlediğini biliyordu. Kendimiz de bizzat işsizliğin sıkıntılarını yaşadık. Ama bugün ben işsizliği Paul’un açısından bakacağım.
Karınca gibi çalışıyor insanlar özellikle büyük şehirlerde insanların çalışma tempoları en yüksek düzeye çıkmış bulunmakta. Sabah sokaklarda telaşla işe yetişmek için koşuşturan insanlar, akşam otobüslerde balık gibi üst üste eve dönen yorgun bedenler, yorgunluktan kızarmış gözler, düşünceli yüzler görürsünüz. Bu çalışma temposuyla ne zamana kadar yaşarlar acaba dersiniz. Herkes bir telaş bir koşuşturma içinde. “kahretsin!” Dersiniz. Günde 12-13-14 saat çalışan (tabi devlet işçi ve memurları için değil) insanları görünce üzülmekten kendinizi alamazsınız. Kimi kariyer için kimi geçimini sağlayabilmek için kimi karın tokluğuna kimi bir hırs uğruna çok çalışmakta çok. Halbuki insanlar çalışmak için dünyaya gelmediler. Sırf Allahın mükemmelliğini görmek için, kul olduğumuzun bilincine varmak için gönderildik.
Kimileri dinin 13-14 saat çalışmayı iyi gördüğünü düşünüyor olabilir. Ama ben asla böyle düşünmüyorum. Din bize sadece geçiminizi idame ettirmek için çalışın diyor. Yoksa saatlerce hiç durmadan çalışın demiyor.
Yüksek tempoda uzun zaman çalışan kendine vakit ayıramayan bir insanın ben mutlu olacağına kesinlikle inanmıyorum. Bu tip bir çalışma şekli ne dine ne de insan fıtratına uygundur.
O halde biz çalışmanın zararları diye maddeler sıralayabiliriz pekala:
1. Allah’tan ayırır
2. Dostlardan ayırır.
3. Komşuluğu yok eder.
4. Vücut sağlığını bozar.
5. Sanattan ayırır.
6. Akıl sağlığını bozar.
7. Kalbi çürütür
8. Beynin kapasitesini düşürür.
9. Öğrenmeye engel olur.
10. Ahlaki bayağılığa götürür.
11. Çocuk ve anne arasını bozar.
12. Asabi çekilmez insanlar topluluğu doğar.
13. Hırs ve çekemezlik hastalığı çıkar,
14. Süründürür.
Şimdi ey işsizler! Mutluluk sizin hayat sizindir. Tiyatroya sinemaya gidin, kitap okuyun, ailenizle güzel bir kahvaltı yapın.
Niçin üzülüp hasta oluyorsunuz sevinin nasıl olsa çalışmak zorunda kalacaksınız.

