Etiket: tarşhbb

  • İdrak

    İdrak

    Bir çok yazımda İslam’ı öğrenmek için zamanımızın parlak bilim insanlarına bakmamız gerektiğini söylüyorum.

    İslamı iyi anlamanın birinci şartı  özgür ve bilimsel düşünebilmekten geçer. Özgür ve bilimsel düşünmeye ulaşabilmek okumak eylemiyle gerçekleştirilebilir. Okumak idrakimizi derinleştireceğinden önemli bir eylemdir.

    Okuma alışkanlığını kazandıktan sonra okumalarımızı öncelikle Kuran üzerinde yoğunlaştırmalıyız. Önce Kuran. Arada hiçbir aracı olmadan. Kavrama anlama seviyemiz kadar Kuranı özümseyip anladığımızı başkalarına anlatmaktan sorumluyuz hepimiz.

    Hiçbir aracı olmadan dedim bu önemli.Araya şeyh, parti, mezhep, lider, önder, ermiş, alim vs. koymadan Kuranı her gün okumalı(zikretmeli) üzerinde düşünmeli ve hayata uygulamalıyız. Şayet anlayamadığımız ayetler olursa ki muhakkak olacaktır önce günümüz alimlerinin değerlendirmelerine başvurmalı onlarda bir çözüm bulamazsak önceki yüzyıllardaki alimlerin eserlerine başvurmalıyız.

    Zamanımız alimleri gerçekten Kuranı derinlemesine bakabiliyorlar. Çok farklı açılardan bakabiliyorlar. Eskiler söyleneceklerin hepsini söylemiştir artık yeni söylenenler batıldır demek doğru olmaz.

    Günümüz gerçekten hız çağı. Her şey hızlı uçaklar hızlı bilgilerin yayılması hızlı haberlerin duyulması hızlı insanların hareketleri hızlı, düşünceleri hızlı. Tüm bu hız içerisinde Kurana 1000 yıl önceki insanın bakışıyla çözümlemeye kalkmak safdillik olur. Müthiş bilginler içimizdeyken Kuranı anlamak için neden Hasan El Bennaya müracaat ederiz bilmem. Bu insanlar çağların yanlış bir biçimde bize kadar getirdiği yanlış İslam telakkisini parçalıyor çatlatıyor. Bizim için ne büyük nimet. İctihat kapısı kapanmış sözü ne kadar yanlış havada kalmış bir sözmüş.

    Artık cemaatler, tarikatler, üzerlerindeki tılsımlı dalgınlıktan kurtulmalı ve Türkiye insanın ufkunu açmalıdır. İnsanları mana alemlerinin esrarında dolaştırmaktansa Kuran sayfalarında dolaştırmalılar. Çünkü insanlar Allah’ın özel görevlendirdiği varlıklardır ve insanlar veli olmaya adaydırlar. İşte şefkatli bir tokat bizi uyandırmalı ve bizim Allahın dostu olduğumuzu hatırlatmalıdır. Allah aşkına sinemacı gazeteci oyuncu doktor prof pazarlamacı ceo çöpcü esnaf vs. hepimizin Allahın özel elçileri dostları olduğumuzun farkına varabilmeliyiz.

    İslama koşmalıyız çünkü İslam insana gerçek onurunu teslim eder. İslam zihni faaliyetlerimizi düzenler. İslam yüceltir. İslam sevindirir İslam dinlendirir, İslam moral verir, İslam çıkmaz sokakları açar karmaşık duyguları ayarlar çetrefilli problemleri çözer, korkulardan uzaklaştırır, mavi bulutlarda uçurur, kartal gibi göklerin hakimi yapar, özgürlüğü doyasıya tattırır. İslam hüzünlendirir, İslam sevinçten çıldırtır. Toplumun içinde boğulmaktan kurtarır yalnızlığın pençesinden söker alır. İslam insanı değiştirir. İkinci bir insan ortaya çıkarır. İslam yeniden doğuşu gerçekleştirir. İslam kulun kulu olmaktan kullara paraya eşyaya tapmaktan kurtarır. İslam kadını kadın erkeği tam bir erkek yapar. Aldatmak yok aldatılmak yok güvensizlik yoktur İslamı seçende. İslam İslam İslam yaşamayan bilmez yaşamayan toplum inanamaz İslamın mucizelerine. 

    Hani İslam bizim için çok önemli çünkü insan çok karmaşık bir yapıda. Bazen kendisi bile kendini bir türlü çözümleyemiyor. Bakın toplumumuzda yaşananlarla ilgi birkaç örnek vereyim: “Sevgilimin annesinden nefret ediyorum. Oğlunun göbeği almış başını gidiyor. Bir rejim yapması için ısrar ederken annesi en yağlı yemekleri yapıp ona zorla yediriyor. Erkek arkadaşımla evlenmeyi düşünüyoruz. Doğru mu yapıyorum hala bilmiyorum. Sanırım ilk çıktığım çocuğu unutamadım. Netten tanıştığım biri var. Uzun zamandır konuşuyoruz. Resmini gönderdi. Çok yakışıklı sanırım çok zengin. Aldatıp aldatmamak arasındaki o ince çizgideyim. Evleneceğim erkeğin maddi durumu iyi sayılır. Ancak onunla evlenirsem sanki çok daha zengin birilerini kaçıracağım gibi geliyor. Evet kocam mutlaka zengin olmalı bunu inkar etmiyorum. Erkek arkadaşımı çok seviyorum ama neden onu aldatmak istediğimi ben de tam bilmiyorum. Galiba nankörüm ben. Bu şekilde bir itiraf yaptığım için pişman oldum.

    “Dışarıdan bakınca herkesin imrendiği bir yaşantım var. Kocamın durumu çok iyi çocuklarım büyüdü. Kocam bana tüm maddi imkanları sağladı ama beni hep hor gördü beni aldattı. Şimdi ben de ondan intikam alıyorum. Onu aldatıyorum. Üstelik genç kızlık aşkımla. Sevgilim dul. Bir arkadaşımla aynı apartmanda oturuyor. Evinde buluşup sevişiyoruz. Şuana dek kimse şüphelenmedi. Genç kızlık aşkım kocamı aldattığım ilk erkek değil. Onu ilk kez kendi erkek kardeşiyle de aldattım. Kocam kendini kurnaz ve akıllı zanneder bunları yaparak aslında ne kadar geri zekalı aşağılık olduğunu kanıtlıyorum…”

    Bu örneklerden bile daha vahimleri var. Çocuklarını öldürenler köyleri basıp yok edenler iki kuruş para için cinayet işleyenler vs. o kadar çok olay var ki! Böyle bir toplumu ne temizleyebilir. Ancak bilinçli insanlar. İslam temizleyebilir.

    İnsanın vahşet boyutunu Bosna-Hersek sırp savaşında dehşetle izlemiştik. Tarihte Moğol istilasının şehirleri ne hallere soktuğunu milyonlarca insanı nasıl öldürdüklerini çok iyi biliyoruz. Moğol istilası tarihte eşine az rastlanır bir vahşilikti. Ama bu vahşilik sırf Müslümanlara yapılmıştı. Vahşi Moğolları sadece İslam dize getirebilmişti o vahşi ırk İslamın koruyucusu olmuş ilim adamları dindar insanlar çıkarmıştı içinden. İşte İslam bozulmuş toplumların yegane ilacıdır. Ve hala bu ilaç bizim avucumuzdadır. Bu ilacı neden içmiyoruz da avucumuzda taşıyoruz. Galiba ilaçları içme vakti çoktaaan geldi.

    Güzel insanlar güzel atlara binip gittiler demiştim ya önceki yazılarımda şimdi galiba o güzel insanlar güzel atlarına binip İstanbula geldiler. Oradan tüm dünyaya yayılacaklar! Kim bilir.