Etiket: The Son

  • The Son (Evlat)

    The Son (Evlat)

    Yorum: Özcan ATAR

    Film Adı: The Son (Evlat)

    Tarihi: 2022

    Tür: Dram

    Yönetmen: Florian Zeller

    Senaryo: Florian Zeller

    Oyuncular: Hugh Jackman, Laura Dern, Vanessa Kirby, Anthony Hopkins, Zen McGrath

    Ülke:  ABD

     Konu: Ayrılık

                    Bazı filmler vardır oyuncuyu görürsünüz ve filmi seyretmeden filmin kaliteli olacağından neredeyse eminsinizdir. Bruce Willis, Antony Quinn gibi  işte ne bileyim Diane Lane gibi. Bu filmde de Antony Hopkins ve Laura DERN’i görünce bu film seyretmeye değer dedim. Fakat filmde Antony’e çok az  yer verilmişti. Hatta Laura’ya da az zaman verilmişti.

    Film boşanma süreçleri ve sebepleri üzerine hiç durmamış boşanmanın kötü sonuçları üzerine dikkat çekmiş. Özellikle çocuklar üzerindeki olumsuz etkisi. İlginçtir ki ben Hugh Jackman’ın bu filmdeki oyunculuğunu çok beğenmedim. Bende nedense üzgün baba hissiyatı oluşamadı. Ben en çok Vanessa Kirby’i beğendim. Zen McGrath ve ilginçtir Laura Dern’den  de çok etkilendiğimi söyleyemem. Antony elbette muhteşem bir oyuncu fakat bu filmde onu da çok fazla göremedik. Benim açımdan bakıldığında en azından bu film için oyuncular vasat kaldı. Vanessa Kirby Pieces Of A Woman (Bir Kadının Parçaları) filmindeki kadar etkileyici bir performans (filmdeki rolü gereği) göstermemiş olsa da bakışları…Evet, onda da gözler Hopkins gibi,  Michelle gibi, Diana gibi oldukça etkileyici ve filmi sürükler nitelikte.

    Nicholas (Zen McGrath) babası Peter’in (Hugh Jackman) annesi Kate  (Laura Dern ) ile birlikte onları terk ettikten sonra babasına karşı öfke içindedir. Nicholas, babasına bir şekilde ulaşıp hem onu tanımak ve hem babasından intikam almak, ondan niçin ayrıldığına dair hesap sormak için  tanımak hem de ondan bir şekilde intikam almak için babasının yanında kalmak isteğinde bulunur. Baba yeni karısı Beth (Vanessa Kirby) istemese de   oğlunu yanına alır ama nafile Nicholas bir türlü düzelmediği gibi hastalığı daha da ilerler ve Nicholas maalesef babasının evindeki av tüfeği ile ki o tüfeği de büyükbabası Antony (Antony Hopkins)   babasına hediye etmiştir.  Baba Peter de babasını sevmemiştir. Oğlu da babasını sevmemiştir. Bu aile dramı gene daha büyük bir dramla son bulmuş ve Nicholas intihar etmiştir.

    Öncelikle filmde sapkın cinsel hazlara yer verilmemiş. Bu takdir edilesi bir iş. Böyle film bulmak şans işi. Filmin son sahnesi de oldukça üzüntü vericiydi. Ama buralara kadar gelmemek için bir ebeveynlerin çok ama çok dikkatli olmaları gerekiyor. İş ve aile döngüsünü istikrarlı ve dengeli götürmek son derece önemli ama bir o kadar da zor bir iş. Neyse ki intihar edecek noktalara kadar gelecek insan sayısı az. Ayrılıklar yaşanan ailelerde çocuklar hayatın tazeleyici akışı içinde her şeye katlanıp alışıyorlar da bu dramlar az oluyor.