Etiket: tsumnami

  • Lüks Yaşasan da…

    Lüks Yaşasan da…

    Yazan : Özcan ATAR (2012 yılından yazdığım günlüğümden)

    Hayır, şu 2012 felaket çığırtkanlığı neden ayyuka çıktı. Ölen kuşlar çekilen sular vs. yılın ilk filmi “2012”.Geçen yıl şeyh Nazım Kıbrıs de savaş çıkacak büyük felaketler olacak diyordu. Hayır, niçin felaket sevdası bu kadar pohpohlanıyor. Geçen yıl Japonya’daki tsunami çok büyük bir afetti. Bu yılda da olabilir. Felaket bekleyip yapacağımızdan da geri kalmayacaksak Allahlın bildirdiği gibi: ” Yapmayacaklarınızı niçin dillendiriyorsunuz?”.

    Kıyamet beklemeye de gerek yok. Kim ne derse desin kıyametin zamanını sadece Allah biliyor. Bunun üzerinde kafa yormanın bununla ilgili bilgiler içerisinde boğulmanın lüzumu yok. Önemli olan bizim ruhlarımızdaki sarsıntılardır. Aslında kendi gözyaşlarımızın tsunamisinde boğulmalıydık. Allah “az güler çok ağlarlardı” demiyor muydu? Ama biz çılgınlar gibi gülmeye başladık. “Hayır mı? “dediniz. Ben “evet” diyorum. Televizyondaki reklamlarda insanlar hep gülüyor, gülüyor. Tamam, onlar gülüyor ama halk ağlıyor denilebilir. Doğrudur. Ağlamak da fayda etmez. Kimin için ve niçin ağlıyor halk. Kpss’ yi kazanamadım, param az, zengin değilim diye ağlanır mı Allah aşkına. Ağlamalar sadece Allah için ve Allaha götüren yollar içindir ve hatta gülmeler de onun içindir. Bir adet sucuk için gülmenin ne anlamı olabilir ama hiç gülmeyelim mi! Hediyelere, eşyalara, sevinmeyelim mi ! Sevinelim ama o eşyayı bize sunan ilahı unutmadan. Peki, onu unutmamak nasıl olmalıdır. Bence güne “bismillah” diyerek başlamakla. Böylece o gün ağlamalar ve sevinmeler Allah merkezli olmuş olur mesela çok harika bir yemek sizi mutlu etmek üzere değil mi! Tam o esnada Allah beyne ve kalbe otomatik gelecek ve biz Allahlım sana teşekkür ederim diyeceğiz ve önce senin adın deyip “Allah’ın ADIYLA” deyip afiyetle yiyecek ve mutlu olacağız. Yedimiz o yiyecek büyük bir hazla vücudumuzla birleşecek damarlarda ilerleyecek.  

    Sevmekten ağlamak vardır ya. Allahlı sevmekten ağlamak istiyorum. onun azameti karşısında secdelere kapanmak istiyorum. En yakınlarımızı severken onları da Allahlın yarattığının bilinciyle onları daha çok sevdiğimde Allahlı da çok sevmiş olacağımı biliyorum. Hani diyor ya insanın mükemmel örneği: “siz birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız…” Allah için sevmek. Sevdikçe sevmek eşini çocuğunu ana babanı kardeşini arkadaşlarını. Hani diyor ya insanı kâmil “…ne kadar seversen sev sevdiğinden ayrılacaksın…” bu ayrılık dünyada bedenlerin ayrılığı olacak muhakkak ama ruhlar birbirine Allah bağıyla bağlıysa ayrılık olmayacak. Onun için Allah’ı içselleştirmiş bir insan olarak sevmek lazım. Arada Allah olacak şekilde ağlamak lazım. Yoksa ayrılıklar isyana, isyan haddi aşmaya sürükler insanı. Ölen insanın ardından “çırpınan yasçı kadınlar “olamaz Allah için ağlayan. Bilir ki ruhlar Allaha dönmede.

    Felaket felaket deyip durmayalım lütfen. Felaketler olmasa Allah’a nasıl ulaşırdık. Ölüm bizi topluyor. Ölümü gülerek karşılayacak imana sahip değilim ancak ölüme sabredecek inançtayım. Gülelim gülelim ağlayalım hepsinin içine Allah koyalım. Bir gülüyorsak bile iki ağlayalım. Lüks yaşamlar içinde kendimizden geçmeyelim velev ki lüksler içindeyiz, gece karanlığı çöktüğünde lüks dairelerimizin lüks ışıklarını kapatıp kalp köşkümüzün içinde Allah’ın ışığını yakalım ki dünyanın süsleri bizi bizden almasın. Neymiş en son kural lüks yaşa ama Allahsız da yaşama.