Kategori: Makaleler

  • BİR TÜRK EDEBİYATI TARİHİ YAZMAK MÜMKÜN MÜDÜR ?

    BİR TÜRK EDEBİYATI TARİHİ YAZMAK MÜMKÜN MÜDÜR ?

    Kaynak: KANAT DERGİSİ, TÜBAR-XIX-/2006-Bahar


    Prof. Dr. Ömer Faruk Akün’le Orta Sayfa Sohbeti

    Edebiyat tarihi yazımında, şimdiye kadar yapılan denemeleri göz önünde tutarak, takıp edilen metodları nasıl değerlendiriyorsunuz?
    Bizde bilindiği üzere edebiyat tarihi, tarih araştırmalarına nisbetle daha yeni bir maziye sahiptir. Gerçi ilmî karakterde, metodik tarih çalışmaları da çok önceden başlamıştır diyemeyiz. Ama ne de olsa edebiyat tarihine nazaran kıdemi vardır. Edebiyat tarihi memleketimizde, bunu daha ziyade bir kitap unvanı olarak taşıyan birtakım basit denemelerle başlamıştır. Böyle bir ad ile ilk çıkan eserimiz Abdülhalim Memduh’un 1888’dc basılan Tarih-i Edebiyatı Osmâniye’sidir. Bunu sonraları Faik Reşad’ın Tarih-i Edebiyatı Osmaniye’si gibi, tczkirelerdeki basit malûmatın tekrarından, şahıslar ve eserler üzerinde yetersiz ve indî bazı görüşlerin naklinden, isabetsiz sınıflandırmalardan öteye geçemeyen eserler takip eder.

    Fuad Köprülü’ye gelinceye kadar ortaya konulanlar hep bu seviyede yürümüştür. Bizde gerçek mânâsı ile edebiyat tarihi fikrinin ilk şuurlu temsilcisi Köprülü’dür. Türk edebiyatı tarihini onun gibi bütün devir ve sahaları ile kuşatacak çapta ele almak çok büyük imkânlar ve fedâkârlıklar isteyen bir iş olduğundan başkaları böyle geniş bir çalışmanın içine girememişlerdir. Edebiyat tarihi sahasında meydana getirilenler tek tek şahıslar ve eserler üzerinde bazı monografilerden ileriye gidememiştir.

    (daha…)
  • Kurandaki Kağıt, Kalem ve Mürekkep kavramları üzerinden

    Yazan : Özcan ATAR

    Kağıt Ayetleri:

    قِرْطَاس /Kağıt, üzerine yazı yazılan. Allah buyurur ki: وَلَوْ نَزَّلْنَا عَلَيْكَ كِتَابًا فِي قِرْطَاسٍ فَلَمَسُوهُ بِأَيْدِيهِمْ لَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا إِنْ هَذَا إِلاَّ سِحْرٌ مُبِينٌ : Eğer sana kağıtta yazılı bir kitap indirmiş olsak da onu elleriyle tutsalardı, yine de o kâfirler; muhakkak ki bu, apaçık bir sihirdir, derlerdi (6/En’âm 7);وَمَا قَدَرُوا اللَّهَ حَقَّ قَدْرِهِ إِذْ قَالُوا مَا أَنْزَلَ اللَّهُ عَلَى بَشَرٍ مِنْ شَيْءٍ قُلْ مَنْ أَنْزَلَ الْكِتَابَ الَّذِي جَاءَ بِهِ مُوسَى نُورًا وَهُدًى لِلنَّاسِ تَجْعَلُونَهُ قَرَاطِيسَ تُبْدُونَهَا وَتُخْفُونَ كَثِيرًا : Allah; hiçbir insana bir şey indirmedi, demekle; Allah’ı, şanına yaraşır şekilde tanıyamadılar. De ki: Musa’nın insanlara bir nur ve hidâyet olmak üzere getirdiği ve sizin de parça parça kağıtlar hâline koyup açıkladınız, çoğunu da gizlediğiniz o kitabı kim indirdi? (6/En’âm 91).

    Devamını oku
  • Türk Medeniyeti-VI-Prométhée (1926-1938)

    Türk Medeniyeti-VI-Prométhée (1926-1938)

    Yazan : Özcan ATAR

    (daha…)
  • Kuran’ın Okunması Hakkında

    Yazan: Özcan ATAR

           Günümüz insanının Kuranı okumamasının sebepleri üzerinde kafa yormuş pek çok insan var ancak Dücane Cündioğlu “ Kuran ve Dile Dair” adlı kitabında çok farklı açılardan ele almış konuyu.

    Öncelikle Kuranı bizim anlamamızdan çok Kuran-ı çevirenin anlaması önemli. Tercüman anlayamıyorsa bize nasıl anlatacak. Özellikle Türkler ve dili Arapça olmayan halkların Kuranla arasına maalesef tercümanlar giriyor. Tabi bu da Kuranın saflığını anlam yoğunluğu ve bütünlüğünü allak bullak ediyor. Yani Kuranı en iyi anlamanın yolu Arapçayı bilmek oluyor.

    Eskiden herhangi bir konu düz yazı ile değil şiir yolu ile anlatılıyordu. Tabi şiirde düz yazı gibi bütünsel anlamdan ziyade parça anlam vardı. Divan edebiyatında her beytin kendi içinde anlamı olması gibi. Dolayısıyla kitabı elinize aldığınızda beyitlerle dörtlüklerle karşılaşıyordunuz. Bu elbette çoğunlukla sözlü geleneğe sahip insanların ezberlemek ve hatırlamayı kolaylaştırmak maksadıyla uyguladıkları bir yöntemdi. Böyle düşündüğümüzde günümüz modern yazınına alışmış bizler için oldukça zahmetli bir teknik şiir tekniği. Bugün anlatmak istediklerimizi şiirsel anlatmaya kalktığımızda nasıl bir tepki göreceğimiz aşikar. İşte bu sebepten Kuranın yazım tekniği biz modern insanlara uzak kalmış olabiliyor.

    (daha…)
  • İhsan AKTAŞ’ın bakış açısından “Adem”

    İhsan AKTAŞ’ın bakış açısından “Adem”

    Araf 189. ayet, Zümer 6. ayet, Fatır 11. cümlelerde Tanrı insanın yaratılışını açıklarken Havva’nın Adem’in kaburga kemiğinden yaratıldığı gibi bir sonuç çıkmıyor ya da ilk insan Adem, Havva ile birleşip çoğladı oradan da kardeşler birbiriyle çapraz evlendi gibi sonuçlar da çıkmıyor. Lakin yüzlerce yıldır bilginin aktarılmasındaki nakıslık maalesef müslüman toplumlarının sorunu olduğu gibi insanlığın da sorunu olmuştur (burada mealler kadar sorunlu ve belki de çok daha sıkıntıya yol açan Hadis-Fıkıh sorunlarını da kapsamlı olarak çalışmak gerekiyor. İnsanlığın kurtuluşu UYDURMALARDAN kurtulmakla olacak).

    (daha…)