Yorumlayan: Özcan ATAR
Film adı: Revolutionary Road
Yönetmen : Sam Mendes
Tür: Dram, Romantik
Süre : 2s 5dk
Senarist : Justin Haythe
Oyuncular: Kate Winslet, Leonardo DiCaprio, Michael Shannon
Hayallerin Peşinde (Revolutionary Road- 2009 Devrimci Yol anlamında fakat niçin Hayallerin Peşinde olarak çevrilmiştir acaba) filmi aile dramını konu olarak ele alıyor. Yönetmen Sam Mendes filmin yönetmeni karısı da filmde April Wheeler rolünü oynayan Kate Winslet. Filmde April’in eşi Frank Wheeler rolündeki Leonardo Dicaprio. Tabi filmde tüm filmlerde olduğu gibi 18+ sahneler mevcut. Yönetmen Sam eşinin bu sahnelerini farklı bir odadan yalnız seyredermiş. Sam “zor” olduğunu söylemiş. Filmin başrolleri Titanic filminden de birbirilerine aşina. Hatta Dicaprio : “ Zaten Titanic’te de sevişmiştik bana göre bu filmdeki sevişmek kolaydı” demiş. Artık bilmem demişlerle dolu haberler doğru mudur. Ancak sanat adı altında uluorta tüm dünyanın önünde yapılan bu iş ayrı bir sıkıntı iken eşinizin sevişme sahnesini yönetirken seyretmek…suskunum.
Winslet ile Sam 2010 yılında 10 yıllık evliliklerini sonlandırıyorlar. Amerikan aile yapısını eleştiren film çeken bu insanlar maalesef kendileri de aynı dramı yaşamış oluyorlar. Kendi eşinin önünde bu tip filmlerde rol alan Winslet – ki kendileri bu işleri sadece sanat adına yapıyorlar- eşinin kendisini Rebecca HALL ile aldattığını söylüyor. İroniye bakın ki kendisi Revolutionary Road filminde eşi Frank’tan intikam almak için komşusu ile beraber oluyor. Bu sanatçıların dünyası beni hiç ilgilendirmez ama dünyaya verdikleri yönün vahameti insanlık için ne büyük tehlikedir.
Evet bu magazinsel bilgilerden sonra filme gelirsek. Görüntüler 1950’li yılları bize yaşatıyor. Giyimler eşyalar harika. April ve Frank kendilerinin evelendikten sonra herkesten farklı olacaklarına inanırlar. Evlenirler ve zaman ilerlerken dışarıdan pırıltılı bir aile izlenimi verirken içten çözülmeler başlar çift arasında. Frank ve April tekdüzelikten sıkılmaya başlarlar. Frank aynı işte kazancını yükseltemez April ev hanımı olarak kalır ve küçük kasabada kendilerini hayal ettikleri yerde bulamazlar. Winslet rolünde çok başarılıdır. Leonardo da hakeza. April bu hayattan kurulmanın başka bir ülkeye taşınmakla olabileceğine inanır fakat Frank’ı da ikna etmesi gerekmektedir. Frank çok zor olsa da ikna olur ve Frank farklı bir ülkeye gideceklerini herkese anlatır. April de mutludur. Aile artık mutludur. Aslında sadece Wheeler ailesi değil hemen pek çok aile mutsuzdur fakat herkes sıkıntısını içine atmaktadır. Karşı komşularına ziyaretlerinde Frank ve April , kasabadan ayrılacaklarını söylediklerinde komşuların tepkisi şaşkınlık ve kıskançlık olmuştur. Onlar da bulundukları durumdan mutlu olmadıklarını göstermişlerdir.
Frank her ne kadar farklı bir ülkeye gitmek konusunda eşinden etkilemişse de gittiği ülkede eşinin çalışıp kendisinin işsiz evde oturacağı fikri düşüncesi onu içten içe kemirmektedir. Bir gün çalıştığı yerde patron ona terfi yapabileceği bir iş fırsatı teklif eder. Kazançları da artacaktır hem de Frank rutinden kurtulacaktır. Fakat bu durum Frank için olumlu ise de April için daha fazla girdaba kapılmak olacaktır ki April bu helezondan kurtulamaz ve günler ilerledikçe April iyice mutsuzluk içinde depresyona girer. Frank’ın , bir zamanlar kendisini aldattığını itiraf ettiği aklına gelir ve April karşı komşuyla Frank’ı aldatır. İşler iyice sarpa sarmış ve o imrenilen Wheeler ailesi tam anlamıyla çökmüştür. Frank her şeyden habersiz yeni işinde mutludur. April’in mutsuzluğuna anlam veremez. April komşuyla sadece bir gecelik beraber olur. Bir daha olmaz zaten komşusuna aşık filan da değildir. Sadece hayata eşi Frank’a karşı bir intikamdır. Ancak April komşudan hamile kalır. Bunu Frank’a nasıl izah edecek? İşler nasıl ilerleyecek? Okuyuculara bırakıyorum.
Doğrusu hayata bu şekilde yaklaşmak son derece korkunç. Kuran ihtar çekiyor insanlara: “Nereye sürükleniyorsunuz!”


Yorum bırakın