Yazan : Özcan ATAR



Prometheus, Yunan mitolojisinde ateş tanrısıdır. Zeus’un istememesine rağmen, insanlığa ateşi ve dolayısıyla uygarlığı getirir. Fakat Zeus’un intikamı korkunç olacaktır. Prometheus bir dağın tepesinde zincire vurulur. Zeus tarafından görevlendirilen bir kartal, gün boyunca Prometheus’un karnını parçalamakta ve karaciğerini yemektedir. Gece boyunca karaciğer kendisini yenileyerek eski hâlini almakta ve Prometheus iyileşmektedir. Ertesi sabah kartal yeniden gelmekte ve parçalama işlemine başlamaktadır. Bu olay böylece sonsuza kadar tekrarlanıp devam edecektir. Etrafı güçlü komşularla çevrili Polonya1 tıpkı Prometheus gibiydi. Tarih boyunca güçlü komşuları tarafından birkaç kez parçalanmış, her seferinde yeniden doğmuştu.
1900’lü yıllarda Rusya’da partilerin ortaya çıkmasıyla Joseph Pilsudski’nin Sosyalist Partisi, programı itibarıyla daha radikal bir konumdaydı ve koşulsuz bir bağımsızlık hedeflemekteydi. Bu hedefe ulaşmak amacıyla Promete Hareketi Polonya’da Joseph Pilsudski ile başladı.
Elbette kaynayan bir Kafkasya, yanan Türkistan’da başkaldırılar 20.yüzyılın başlarında farklı hareketlerle kendini göstermeye başlamıştı. Basmacılar Hareketi, Cedidçilik Hareketi eylem şekilleri ve farklı tarzları olsa da sonuç olarak Rus Hakimiyetine bir başkaldırıdır. Hakeza Cedidçilik Hareketinin ilk başladığı zamanlarda Rusya’dan destek de görmüş gibidir fakat ilerleyen süreçlerde durum tersine dönmüş ve Cedidçilik akımının liderleri baskı görmüşlerdir. Muhtemel Rus yönetimi eğitimli Muhalif halk kitlelerini görmek istemeyecektir.
Polonya ile başlayan Promete Hareketi zamanla etkinliğini genişletmiş ve uzun soluklu bir mücadele içine girmiştir. Rus Emperyalizmine baş kaldıranların bir araya geldiği en etkili bir hareket. “Sovyet Rusya mahkumu milletler bloğu” olarak tanımlanan Promethe hareketinin aktörleri arasında Azerbaycan, Don, Gürcistan, İdil, Ural, İngirya, Karelya, Komi, Kırım, Kuban, Kuzey Kafkasya, Türkistan ve Ukrayna örgütleri vardır. Paris ve Varşova, Promete Hareketi’nin ana merkezleriydi. Paris, önemli bir yayın merkezi olarak Kafkasya, Türkistan ve Ukrayna Halkları Dostluk Komitesi ile Fransa-Doğu örgütünün merkezi olarak hizmet vermekte idi.
Joseph Pilsudski Prometee hareketini başlarken öncelikle Osmanlı ile temasa geçmiştir. Osmanlı, Rus karşıtı tüm hareketlerin yönlendiricisi veya destekçisi olmuştur. 1912-1913 yıllarında Krakow’da bir Polonya-Türkiye Dostluk Cemiyeti kurdurmuştu. Cemiyetin kurucuları arasında, daha bu sonraki yıllarda Polonya dışişleri bakanı olacak olan, Doğu milletleri uzmanı Leon Wasilewski ve Pilsudski’nin yakın arkadaşı Michel Sokolnicki de vardı. 1916 yılında Pilsudski, Budapeşte’deki Türk Konsolosluğu aracılığıyla Osmanlı Hükümeti’ne bir memorandum sundu. Polonya, Macaristan, Bulgaristan ve Osmanlı Devleti’nin Rusya’ya karşı bir birlik oluşturmasını teklif ediyordu. Böylece Vistül nehri boylarından Süveyş Kanalı’na kadar uzanan bir cephe ortaya çıkmış olacaktı. Pilsudski’nin Türkiye’ye olan ilgisi daha sonra yıllarda da devam edecek ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni liderleriyle temas yollarını arayacaktı. Nitekim 1922 yılında, Lozan görüşmeleri sırasında, Yarbay Tadeusz Schaetzel başkanlığındaki bir Polonya heyetini, Türk heyeti başkanı İsmet İnönü ile gizli görüşmeler yapmak üzere İsviçre’ye göndermiştir.
Rus ya da Slav olmayan Kırım, Kafkasya, Orta Asya halklarının; Birinci Dünya Savaşı sonrası dönemde yaşanan karışıklıklardan kendilerini koruma amaçlı siyasi teşekküldü. Hareketin önemli bir parçasıysa Fransızca yayınlanan Prométhée (1926-1938), (1938’den itibaren La Revue de Prométhée (1938-40) adlandırıldı) dergisi idi. Dergi, 1926 Kasım’ında Paris’te yayımlanmaya başladı ve Kafkasya ve Ukrayna halklarının millî müdafaa organı olarak tanımlandı. Dergi, Türkistan aydınlarının da temsil edilmesi talebiyle genişledi. Bu şekilde, Promete Dergisi, çeşitli etnik grupları bir araya getiren ve bağımsızlık mücadelesine destek veren önemli bir platform haline geldi. Fakat uluslararası destekçilerin çıkarlarına dayalı politikaları ve dünya savaşlarının getirdiği değişimler, hareketin devamlılığını zorlaştırmış ve nihayetinde sona erdirmiştir.
Osmanlı elbette hem Türkistan bölgesinin hem de Türk Halklarının lokomotifi ve aynı zamanda hamisi de olmuştur. Prometee Hareketi her ne kadar milliyet temeli üzerine bina edilmemişse de Prometee Dergisindeki yazılara bakıldığında Türkiyedeki hareketler Prometee yazarlarınca takip edilmiştir. Aslında Türk Halklarının her hareketi Prometecilerde de heyecan yaratmıştır. Ancak SSCB ile arasını tamamen bozulmasına yol açabileceği kaygısıyla Panturanizm izine Prometee’de rastlanılmaz. İlk önce Prometee Hareketi Mehmet Emin Rasulzade ve Joseph Pilsudski ile Osmanlıyı merkeze almak istemişse de maalesef yukarıda da belirtildiği gibi siyasi kaygılardan kaynaklı Prometee Hareketi Avrupa’da çalışmalarını sürdürmüştür.
Prometee Hareketi’nin Türk Medeniyeti’ndeki yeri hiç şüphesiz bu harekete Sovyetler Birliği’ne karşı oluşturulacak olan Promete çatısı altında birleşecek olan Sovyet karşıtı Birliğin oluşturulmasında Zeki Velidi Togan ve Mehmet Emin Resulzade’nin de büyük katkılarının olmasıdır. Arıca Azerbaycan’dan Müsavat Partisi, Kırım Türkleri’nin Millî Fırkası, Türkistan’ın Millî Türkistan Birliği ve Kuzey Kafkasya Türk grupları Promete Hareketi’nde faaliyet göstermekteydiler. Prometee’ye desteğini veren bu gruplardan pek çok etkili ve etkin isim Genç Cumhuriyetin temellerinin atılmasında rol oynayacaklardır. Yukarıda da belirtildiği gibi Osmanlı her dönem paratoner vazifesi görmüştür. Tatarların ve Türk Dünyasının önderlerinden Gaspralı’nın Osmanlı ile olan çalışmaları önemlidir. Onun Türk Dilinin ve alfabesinin Türk Halkları içinde ortak olması gerektiğini savunması da manidardır. Tatar ve Azeri bilim insanlarının Rusya’nın baskılarıyla İstanbul’a gelmesi Genç Türkiye Cumhuriyetinin en önemli kazanımlarındandır. Mehmet Emin Resulzade, Ahmed CAFEROĞLU, Abdulkadir İNAN, Z.Velidi TOGAN, Yusuf AkÇURA gibi birçok bilim insanı Atatürk’ün dikkatini celbetmiş ve Türk tarihinin yazılmasında bu bilim insanları çok katkı sağlamışlardır.
Türk Halklarının Basmacılar, Cedidçiler Hareketi ve Prometee Hareketlerinde istekleri bellidir: Bağımsızlık. Bu geniş kitle bugün artık başka bir boyuta evrilmiştir. Bugün Türk Halklarının bir kısmı belli ölçüde özgür ve bağımısızdır. Türkiye ile siyasi ve ekonomik bağlar pekişmiş hatta ortak alfabe kararı bile alınmıştır. Bugün Gaspralı görse ne göz yaşları dökerdi. Prometeciler bugünleri görse ne kutlamalar yaparlardı. Ancak onlar bizim önderderlerimiz olarak bu dünyadan vakarlı bir hayat sürerek göçüp gittiler.
Prometee hareketinin daha çok araştırılması gerekmekte, Basmacılar’ın , Cedidçilerin de öyle. Kör sağır kaldığımız görmediğimiz göremediğimiz şu dünyada nice olaylar var.
Kaynaklar :
- (1 -Sayfa-31 Cedidizmden Bağımsızlığa Hariçte TÜRKİSTAN MÜCADELESİ Prof. Dr. A. Ahat Andican )
- http://kuzeykafkasyaarastirmalari.blogspot.com/2007_07_22_archive.html )
- Unutkan Tarih, Semih Vaner
- . (https://kafkassam.com/promete-hareketi-ve-ukrayna-luganskda-savasan-turkler.html)
5.Cedidizmden Bağımsızlığa, Prof. Dr. A. Ahat Andican, Hariçte TÜRKİSTAN MÜCADELESİ
6.Promete hareketi: esaret altındaki milletlerin sovyetler birlğine karşı bağımsızlık mücadelesi, aynur huseynova, yıl 2024, cilt: 9 sayı: 2, 117 – 139, 25.12.2024


Yorum bırakın