En Eski Kur’an Araştırmaları-I

Yazan: Özcan ATAR

Kur’an insanlığa verilmiş en büyük kurtarıcıdır. Değişmemiş değiştirilememiş,değiştirilemeyecektir.

KUR’AN DER Kİ:    Hayır! (Böyle yapman doğru değil.) Şüphesiz onlar (o tebliğ edilen Kur’an âyetleri), erdem sahibi (güvenilir) kâtiplerin elleriyle (yazılıp) tertemiz kılınmış, yüceltilmiş değerli sahifelerde (yazılı) bir öğüttür; dileyen ondan (Kur’an ayetlerinden) öğüt alır.(ABESE SURESİ, ayetler: 11,12,13,14,15,16 (Ali İhsan AKTAŞ Meali)

Öncelikle şunu belirtmem gerekir ki Türkiye’de “En Eski Kur’an”ın izini süren tek otorite Tayyar ALTIKULAÇ’tır. Lakin o Mesafihi Kadime( İlk Mushaflar Üzerine Bir İnceleme) adlı o muhteşem çalışmasının 57. sayfasında İlk Mushaflar ve Resm-i Osmani bölümünde : ” Bilindiği üzere Hz. Peygamber hayatta iken gelen vahiylerin iki kapak arasına alınması düşünülmemişti….Yazılı metinler dağınık halde bulunuyordu. Hz. Peygamber’in bu önemli işi niçin yapmadığı zaman zaman gündeme getirilen sorulardan biridir.”derken Hz. Muhammed’in yazma ve mushaf haline getirme çabasının olmadığını söylemekte ve bunun sebebinin de şunlar olduğunu ifade etmektedir:

  1. Hz. Muhammed hayattayken yeni vahiyler gelebilirdi.
  2. Bazı ayetlerin hükmünü kaldıran ayetler gelebilirdi.
  3. Yazı malzemeleri yazma işleri için elverişli değildi
  4. Yazma işleri ve mushaf haline getirme işleri uzun zaman alabilirdi
  5. Yazmaya gerek yok Peygamberin arkadaşları ayetleri zaten hafızalarında tutuyorlardı ve bu kişiler güvenilir insanlardı. Yapılması gerekenleri onlar ihmal etmez yaparlardı.
  6. Peygamber Kuranın arkadaşlarının alacağı tedbirlerle zaten korunacağını biliyordu.

“İslâm kültür mirasının önemli eserleri arasında yer alan erken mushaflar üzerine, uzun yıllardır Batı’da ciddi araştırmaların yapıldığı bilinmektedir. Buna karşın nüfusun çoğunluğunu Müslümanların teşkil ettiği ülkemizde, yakın zamanlara kadar bu mushaflara dair bir çalışma yapılmamış, gerek duyulmamıştır.” ya da çalışma yapmak isteyen bilim insanlarımızın önüne türlü zorluklar çıkarılmıştır. En eski Kuranı aramak için kendini adamış olan Dr. Tayyar ALTIKULAÇ Kuranın izini sürerken çıkarılan zorluklardan o kadar yorulmuş ki bu zorlukları anlatmak için 3 cilt kitap yazmak zorunda kalmıştır. Dr.Fatih CANKURT : “…Çalışmada erken dönem mushafları tarihlendirmede öne çıkan üç metot da uygulanmaya gayret edilmiş; vakfiye, temlik kaydı gibi eser hakkında bilgi veren bir unsur bulunmadığı için öncelikle carbon 14 testi yaptırmak istenilmiş, ancak müze’den gerekli izin alınamamıştır. Bunun üzerine metin tahlili yöntemi kapsamında yapılan paleografik ve ortografik incelemelerin neticesinde eserin ikinci asrın sonu üçüncü asrın başında imla edildiğine dair yaklaşık bir tahmin ortaya çıkmıştır.” diyerek Kuran araştırmalarının 2024 yılında dahi zorluklarla devam ettiğini bize somutlaştırır. Üzüntü verici.

En eski Kuran yazmaları nerede sorusunun cevabı elbette ki her yerde. Müfid YÜKSEL : “Ümmettin/İslam âleminin temel tarihi değerlerinin başında erken dönem Kur’ân-ı Kerîm /Vahy-i Celîl nüshaları, Mesâhif-i Şerîfe gelmektedir. Hususen,bazı ilk/erken dönem Mushaflar’ın bir kısmının bu süreçte tahrip edilmesi, yakılması diğer bir kısmının da Londra, Berlin, Paris ve Roma/Vatikan, Leiden, Oklahoma, St. Petersbourg gibi merkezlerde bulunması bu husustaki vahametin derecesini göstermesi bakımından düşündürücüdür. Kur’ân-ı Kerîm/Mushaflar başta olma üzere yazma/yazılı eserlerimizin büyük çoğunluğunun yabancı ellerde olması. Ümmet açısından büyük bir utançtır.” Kuran nüshalarının nerelerde bulunduğunu bize çarpıcı yorumunda göstermiştir.

Kuranın bildirdiğine göre Tanrının elçisi Musa Firavun’un sarayında büyütülmüştü, Yusuf da hakeza kuyudan kurtulduktan sonra Tanrıya inanmayan bir hükümdarın bir memuru olarak Hakkı hakim kılmak için çalışmıştı. Aynen bu örneklerde olduğu gibi Kuranımız güzel harika kitabımızın en eski nüshaları Ruslar tarafından İngilizler tarafından bulunmakta, korunmakta, sergilenmektedir.

                2015 yılında The New York Times’in haberine göre “Birmingham Üniversitesinde bulunan Kuran sayfaları 18.20. surelerin bölümlerini müzede tüm dünyaya açmakta görsellerini paylaşmaya izin vermektedir.” İşte İslama böyle hizmet edilir.

Metnin yazıldığı parşömenin radyokarbon tarihleme sonucu, el yazmasını %95,4 olasılıkla 568 ile 645 arasındaki döneme yerleştiriyor. Test Oxford Üniversitesi’nden sipariş edildi ve 2014’te gerçekleştirildi. Bu sonuç, el yazmasının İslam’ın ilk yüzyılına, Hz. Muhammed’in (yaklaşık 570-632) yaşadığı zamana ve ilk üç halifenin yönetimine yakın bir zamana ait olduğunu gösteriyor. Birmingham el yazması, Kuran’ın hayatta kalan en eski parçalarından biri ve dünyada radyokarbon tarihlemesi yapılmış olan bir avuç erken Kuran el yazmasından biridir. Birleşik Krallık’taki Birmingham Üniversitesi’ndeki Cadbury Araştırma Kütüphanesi tarafından bakımı yapılan 3.000 Orta Doğu el yazmasından oluşan Mingana Koleksiyonu’nun bir parçasıdır. Bu nüshalar ile ilgili bu bilgiler varken Murat BARDAKÇI 11EYLÜL 2024 Tarihinde yayınlanan Tarihin Arka Odası adlı programda bu yazıların yeni fakat üzerine yazılan derinin eski olabileceğini söyledi. (https://www.youtube.com/watch?v=PU57mrd93C0) Elbette en eskisi olmasa bile bu Kurana haşa bir nakıslık getirmez tam tersine KURANIN DEĞİŞMEDİĞİNİ dünyanın yüzüne çarpar.

KAYNAKLAR:

https://www.gzt.com/mecra/tespit-edilen-en-eski-el-yazmasi-kuran-i-kerimlerden-biri-3598085

https://www.birmingham.ac.uk/facilities/cadbury/birmingham-quran-mingana-collection/birmingham-quran

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3618291

SAYI 110 / YAZ – HAZİRAN 2024 TÜRK KÜLTÜRÜ VE HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ

https://dergipark.org.tr/tr/pub/sakaifd/issue/77991/1256145

https://mufity.blogspot.com/2018/11/yemen-vs-ulkelerdeki-ilk-mushaflarn.html

https://www.academia.edu/33398810/Yemende_Sahabe_d%C3%B6nemi_kuranlar%C4%B1_pdf

Yorumlar

Yorum bırakın