Harf inkılâbıdan 8 yıl sonra: “Arkadaşlar: On yedi yıl içinde büyük işler başardık, başarıyoruz.Bunların içinde Türk dili devrimine, geniş ölçüde belki de geç başladık.Fakat zamana göre alınan sonuç hepimizin hoşnutluğunu çekecek kadar yüksek sekiz yıl önce arabın karışık şekillerden ibaret yazısını atıp yerine arsıulusal yazıyı alırken pek de güçlük çektik, diyemeyiz. O,kanunla yapıldı gerçi bazı eski kafalılar, yeni yazı kabul edilince cahil kalacağımızı sandılarsa da bunun hiç de böyle olmadığını kendileri de kısa zamanda anladılar. Eski yazı zamanında ancak iki üç yüz bin şöyle böyle okur yazara sahip bulunan yurdumuz yeni yazıdan sonra iki buçuk milyon vatandaşı okuttu. Bu gün yediden yetmişe kadar milyonlarca vatandaş eline aldığı gazeteyi okuyor mektubunu kendisi yazıyor.” diye başlıyordu konuşmasına Sinop Halkevi Kültür Direktörü İbrahim Ertuğrul.(1)
(daha…)Film Fragmanları
- denemeler
- Edebiyat
- Film/Dizi Yorumlarım
- fıkralar
- Günlük
- Genel
- Hikayeler
- Kitapların Dünyası
- Makaleler
- müzik
-
19.YÜZYIL SONUNDAN 20. YÜZYILIN İLK ÇEYREĞİNDE TÜRKÇEMİZ ÜZERİNE YAZILIP KONUŞULANLAR- III-(Halil Nimetullah ÖZTÜRK)
İlginçtir ki Cumhuriyetin kuruluş yıllarında aktif rol almış olan aydın,entelektüel eğitimli bilim insanları hakkında veriler çok az. Özellikle fotoğraflar karşımıza çıkmıyor. Videolar hemen hiç yok ! Halbuki bu aktivistler, bilim insanların ölüm tarihleri 1950’li yıllar. Fakat mesela Yunus Emre desek doğru yanlış pek çok bilgi dökülürken Cumhuriyetin ilk yıllarındaki aktif bilim insanları yok hükmünde. Halil Nimetullah ÖZTÜRK de bu bilim insanlarından biri.

Halil Nimetullah Öztürk Harf devrimi zamanında harf devriminin tutarsızlığına değinen Öztürk; Latin harflerine geçmek doğru bir yöntem değildir; asıl sorun harflerde değil, dilin kendi yapısında ve yazım kurallarının henüz oturmamış olmasındadır diye düşünüyor ve Latin alfabesine geçişi en azından çok gerekli görmüyordu. İlerleyen yazılarda belirtecek olduğum Mustafa Şekip TUNÇ’un ateşli savunmasının tam aksine.
(daha…) -
19.Yüzyıl sonundan 20. Yüzyılın İlk Çeyreğinde Türkçemiz Üzerine Yazılan-Konuşulanlar-II (Mehmet Emin ERİŞİRGİL)
Türkçemizin yüzyıllar içindeki alfabe değişimleri de ilginç. Orhun alfabesi kullandık, Arap alfabesini kullandık ve Latin alfabesini kullanmaya devam ediyoruz. Kiril alfabesi de olma ihtamali de hep açıktı lakin iyi ki Atatürk Latin alfabesinde karar kılmış. Geçekten Latin alfabesi hem Arap, hem Kiril albelerine göre daha kullanışlı.

Türkçemizin Latin alfabesine geçişi ile ilgili genel bir bilgimiz yoktu. Latin alfabesine geçtik fakat nasıl geçtik? Geçiş süreçleri nasıldı? Kolay mı? Zor mu?
“Türk tarihinde ilk kez Latin harfli Türkçe metin, III. Selim dönemine
uzanır. III. Selim, saray hizmetinde görevlendirmek için Fransız mimar
Antoine Ignace Melling’i himayesine aldı. Kısa sürede Türkçeyi
söken mimar, hiçbir zaman Arapça harfleri öğrenmedi. İstanbul’daki ilk
işi padişahın kız kardeşi Hatice Sultan’ın Ortaköy’deki sarayını restore
etmekti. Namahremi olduğu için Hatice Sultan’ın karşısına geçip yüz
yüze görüşemezdi. O da düşüncelerini sultana Türkçe olarak Latin harfleriyle
kaleme aldı. Hatice Sultan da Melling’in mektuplarına yine Latin
harfleriyle yazılmış TürkÇe pusulalarla yanıt verdi.”(1)(daha…)
Atatürk’ün 1914 tarihinde Madam CORİNNE’e yazdığı mektuptan bir kesit:”“Dunya inssanlar idjin bir dari imtihandir. Imtihan idilfene inssanin hire 9uale moutlaka pike mouvafike djevabe vermessi mumqune olmaya bilire. Fekate duchunmilidir qui heuquume djivablarin heiiti oumoumiyissindine hassil olan mouhassalaya gueuri virilir.” (kaynak:The Turkish Language Reform, Geoffrey Lewis, Oxford)
-
X Kuşağı
Yazan : Özcan ATAR

Özellikle X kuşağının itinayla bakılması gerektiğine inanırım. İlerleyen zamanlarda bugünkü Z kuşağı da belki özenle bakılması konumuna gelecektir. Biz o zamanları görebilir miyiz bilemem ama şunu biliyorum ki X kuşağı özel bir kuşak. Öncelikle kuşakların kısa bir özetini aktarayım:
(daha…)
