
Tarafsızlık bir düş, dürüstlük bir vazifedir.” diyor bir makalesinde Dücane Cündioğlu. Evet dürüst olmayanlar geçti bu dünyadan, dürüst olmayacaklar beklemede… Benim arzum bu dünyada kendimce hakkı tutup kaldırmak. Üzülüyorsunuz! O kadar! Burnu havada, sözde ilim-bilim insanlarının yazılarından dökülen o kibirli, acımasız cümlelerle savaşmaktan yorulmayan Türk münevverlerine selam olsun diyorum. Belki kendimizce kalmış olsaydık şu koca âlemde, birileri durmadan diş göstermeseydi, umurumuzda olmazdı Türk Medeniyetinin önemi. İki şekilde ve birçok alandan saldırıyorlar. İki şekilde:1. Bizzat kendileri 2. İçimizden birileri Birçok alanda: Siyaset, edebiyat, bilgi, dil, düşünce, sanat, sinema, ekonomi, ahlak, teknoloji vs.
Siz hangisiyle mücadele etmek ve nasıl mücadele etmek istediğinize karar vermelisiniz. Neyle ve nasıl mücadele edecekseniz de işimiz zor. Çünkü savaşın kurallarını koyanlar, savaşa sebep olanlar onlar – 17. yüzyıldan 21.yüzyıl başlarına kadar- Saldırılarını durdurabilmek için bile milyonlarca kitap bastık olmadı. Belki de olmayacak. Ancak bizim görevimiz, dünyadaki adaletin sağlanabilmesi için nesillerimize hep teyakkuzda olmaları gerektiğinin bilincini aşılamaktır.
Türk Medeniyet bilincini oluşturmak her şeyden daha zor. “Türk Medeniyeti” bilgisi dahi içinde pek çok tartışmayı barındırıyor. Aşılması gereken zor yollar, çözülmesi gereken çetrefilli sorunlar pek çok.
Türk Medeniyeti konusunu ilerleyen zamanlarda detaylandırarak devam edeceğim.


Yorum bırakın